Böbrek Taşı

BÖBREK TAŞLARI

Böbrekte taşlar nasıl oluşur ?

Bugüne kadar yapılan bilimsel araştırmalarda taşın kimyasal ve fiziksel yapısı hakkında yeterli bilgiler sağlanmış, fakat teknolojideki bütün ilerlemelere rağmen sebebi bugün bile tam olarak aydınlatılamamıştır.

Böbrek taşlarına, normal olarak idrarın içinde bulunan tuz ve minerallerin dengesinin bozulması neden olur. Taşlar böbrek içerisinde oluşan çok küçük kristallerin bir araya gelip birbirine tutunmaları sonucunda şekillenir. Bu küçük kristal parçalarının oluşabilmesi içinde taşların yapısında bulunan maddelerin idrarda yeterince bulunması ve çökmesi gereklidir. Esas olarak böbrek taşı, idrar içinde çöken kristallerin böbreğin iç yüzeyine tutunmasından ve birikmesinden oluşur. Normalde idrar içinde bu kristalleşmeyi ve çökmeyi engelleyen ve inhibitör denilen maddeler vardır. Bu inhibitörler her insanda yeterli miktarda olmayabilir ve bu da taş oluşumuna yol açar. Diğer bir neden ise idrarın asidik veya bazik oluşudur. Eğer oluşan bu kristaller ve kumlar yeteri kadar küçükse idrar yollarına takılmadan ve de herhangi bir probleme yol açmadan düşerler.

Böbrek taşları kimyasal yapıları bakımından birçok maddenin bileşiminden oluşmuştur. En çok görülen taş tipi kalsiyum içeren ve fosfat veya oksalat kombinasyonlu taşlardır. Bu maddeler bir insanın normal günlük gıdalarında mutlaka bulunurlar.

Bunların dışında başka taş oluşturan maddelerde mevcuttur.(Ürik asit, sistin ve enfeksiyon taşları vs.). Böbrek boşluklarında oluşan ve büyüyen bu taşlar orada kalıp büyümeye devam edebileceği gibi, böbrekten çıkıp idrar kanalına da(üreter) girebilir. Bu kanalda 3 adet fizyolojik darlık mevcuttur, taşlar büyüklüklerine göre bu darlıklara takılabilir veya idrar torbasına atılabilir. 0.5 cm.nin altındaki taşların %90’nı kendiliğinden düşer 0.5 cm üzerindeki taşların idrar kanalını geçmesi ve atılması güçtür.


Taş hastasında yanıtlanması gereken sorular


Cerrahi bir yaklaşım gerekli mi? (Tıkanıklık yada enfeksiyon eşlik ediyor mu?)

Tekrarlayan taş hastalığı var mı? (Mevcut taş hastalığı tekrarlar gösteriyor mu, altta yatan primer neden ne olabilir?)

Metabolik olarak aktif taş hastalığı var mı? (Radyolojik olarak son bir yıl içinde yeni taş oluşması, taş düşürme öyküsü, mevcut taşın büyümesi söz konusu mu?)


Sıklık

Ülkemizde çocukluk çağında taş sıklığı % 0,8. Erkeklerde yaklaşık iki üç kat fazla görülmekte. Bir kez böbrek taşı oluştuğunda 5-7 yıl içinde tekrarlama riski % 50, 20 yıl içinde tekrarlama riski % 75 kadardır. % 8 oranında kronik böbrek yetmezliğine neden olmaktadır.


Üriner sistem taşları neden oluşur

Metabolik nedenler (% 40-68)

Anatomik nedenler (% 30)

Enfeksiyona bağlı nedenler (% 15-25)

Nedeni bilinmeyen (% 16-26)


Taş tipleri

Kalsiyum oksalat ve kalsiyum fosfat taşları % 80

Magnezyum amonyum fosfat (struvite) taşları % 10

Ürik asit taşları % 9

Diğer nedenlere bağlı taşlar (sistin, ilaca bağlı oluşan taşlar) % 1


Taş oluşumunda etkili fiziksel faktörler nelerdir?

Süpersaturasyon (idrar yoğunluğunun azalması); buna engel olmak için günde 1,5-2 lt sıvı

Kristalizasyon (idrarda taş oluşumuna neden olan kristallerin artması); kalsiyum atılımının artışı, sitratın azalması, ürik asit atılımının artması, oksalat atılımının artması, sistin atılımının artması, magnezyumun azalması, metabolik asidozun olması)

Promotörler (taş oluşumunu kolaylaştıran faktörlerin artışı; bunlar anormal böbrek yapısı, idrar akım bozukluğu (tıkanıklık, reflü gibi), üriner sistem enfeksiyonları, metabolik bir takım hastalıklar, genetik faktörler, nanobacteria (taşların % 97’sinde belirlenmiştir))

İnhibitörler (taş oluşumunu engelleyen maddelerin eksikliği; sitrat, magnezyum, pirofosfat, sülfat, florid, çinko, kalay, glikozaminoglikanlar, nefrokalsin, tamm-horsfall proteini, üropontin, beta-2 mikroglobülin)

Eğer taş elimize geçti ise mutlaka analiz yaptırmalıyız!!!

Sorgulanması gerekenler

Çocuğunuzun erken doğup doğmadığı, ailede taş, kanlı idrar yapan olup olmadığı, çocuğunuzda mevcut herhangi başka bir hastalık olup olmadığı, ailede kemik erimesi, diyalize giren olup olmadığı, çocuğunuzda geçirilmiş idrar yolu enfeksiyon öyküsünün olup olmadığı, uzun süreli yatak istirahatı ve hareketsizlik olup olmadığı, beslenme şekli ( sıvı alımı, protein alımı, kafeinli yiyecekler), içilen suyun özellikleri, çocuğunuzun kullandığı ilaçlar (D vitamini, C vitamini, kortizon) sorgulanmalıdır.

Taş hastalığının belirtileri nelerdir ?

-Özellikle yan bölgelerde olmak üzere çok şiddetli, kıvrandırıcı ağrılar

-Ağrı ile beraber bulantı ve kusma

-İdrarda kanama

-Sık tekrar eden idrar yolu enfeksiyonları

-Ailenizde taş hastalığının bulunması

-Çocuklarda karın ağrısı, iştahsızlık, idrar yolu enfeksiyonları

Çocuğunuzun tansiyonunu ölçtürünüz!!!

Taş hastalığının nedenini araştırmak için yapılması gereken testler

Kanda; Kalsiyum, fosfor, magnezyum, ürik asit, Na, K, Cl, üre, kreatinin, alkalen fosfataz, parathormon, kan gazları incelemesi yapılmalıdır.

24 saatlik idrar incelenmesi; volüm, kalsiyum, fosfat, oksalat, ür,k asit, sistin, sitrat, magnezyum, kreatinin, sodyum, potasyum incelemesi yapılmalıdır.

Taş hastalığının tanısında kullanılan radyolojik tetkikler

Direk üriner sistem grafisi, ulstrasonografi, İVP, tomoğrafi (hangi tetkikin ne zaman ve ne şekilde yapılacağını doktorunuz söyleyecektir.)


Tedavi yöntemleri nelerdir?

Taşların oldukça önemli bir kısmı (özellikle 0.5 cm.den küçük çaptaki) kendiliğinden düşmektedir. Tedavi planı taşların bulundukları yere (böbrek, idrar kanalı, idrar torbası) sayısına veya çapına bağlı olarak değişmektedir. Yakın zamanlara kadar açık ameliyatlar çok yaygın olarak uygulanırken, teknolojideki gelişmeler sayesinde taş kırma işleminin yanı sıra modern kapalı ameliyatlar (hastanın vücudunda herhangi bir kesi yapmadan) uygulamaya girmiş ve taşların tedavisi kolaylaşarak, hastalar için zor olmaktan çıkmıştır. Hastalar daha kısa sürede hastanede yatarak, hızla günlük aktivitelerine dönebilmektedir.


Taş kırma yöntemi (ESWL)

ESWL tıptaki en büyük yeniliklerden birisidir. Son 25 yıla kadar taşın büyüklüğü ne olursa olsun açık ameliyatla tedavi edilmekteydi.1980 yılında ilk uygulama başlamış ve günümüzde artık taşların tedavisinde uygulanan en kolay ve en az invaziv yöntem olarak yerini almıştır. Vücut dışında bir kaynaktan elde edilen ses dalgalarının şok dalgaları haline getirilip, taşa gönderilmek süretiyle taşın parçalanmasıdır.


Üreteroskopi

Böbrek ile idrar torbası arasında yer alan üreteri (idrar kanalı) 3 bölüme ayırabiliriz. Üst üreter kısmında kalan taşlar genellikle ESWL ile kırılırlar, nadiren başka cerrahi girişim gerektirirler. Orta ve özellikle alt üreter taşlarının tedavisinde ESWL’nin kırma başarısı düşüktür. Buralara takılan taşların hemen hemen hepsi endoskopik yöntemlerle tedavi edilebilmektedir. Herhangi bir kesi yapmadan genel veya lokal anestezi altında ince fiberoptik veya metal bir özel cihazla (ureteroskop) mesaneden idrar yoluna girilir ve taşın yeri saptanır. Sonra taş küçükse özel bir cihazla yakalanıp alınır ya da taş büyükse şok dalgaları veya lazerle kırılarak parçalar dışarı alınır.

Perkütan taş cerrahisi

Modern yöntemler devreye girmeden önce böbreklerin içerisinde yer alan taşlar açık ameliyatlar yapılarak alınmaktaydı.

Teknolojik gelişmeler ve modern yaklaşımlar sayesinde, günümüzde artık böbrek taşlarının çok az bir kısmı (% 1) açık ameliyat yöntemi ile alınmaktadır. Taş kırma yöntemi ile tedavi edilemeyen veya kırılsa da taş yükü çok fazla olan ve çok fazla ESWL seansı gerektiren, ESWLye dirençli olan taşların çoğunda hastalara açık ameliyat yapmadan, böbreğe endoskopik olarak tek bir kanaldan girilerek (kapalı yoldan) tedavi yapılabilmektedir.

Perkütan yoldan taşın cerrahi tedavisi olarak ta isimlendirilen bu işlem sırasında ciltte açılacak küçük bir delikten böbreğe girilerek, böbrek içinde ki taşlar gözle görülebilmekte, sayısı ve büyüklükleri net bir şekilde değerlendirebilmektedir.

Açık ameliyatlar

Yukarıda sözü edilen modern, pratik ve hastaya çok az zarar veren yöntemlerin devreye girmesi ile günümüzde idrar yollarında yer alan taşların çok az bir kısmı (% 1) kadarında açık cerrahi (vücuda kesi yaparak) girişimler gerekli olmaktadır. Teknik donanım ve deneyimin olduğu merkezlerde bu tür girişimler hemen, hemen terk edilmiş durumdadır. Taşın çapının çok büyük olup böbreğin hemen tüm boşluklarını doldurduğu hastalarda bu yöntem tercih edilmektedir.

Taş tedavisinde kullanılan ilaçlar olmakla birlikte bunların hangisinin ve ne şekilde kullanımına yapılan incelemeler sonucunda doktorunuz karar verecektir.

Taş hastasının ilaçla tedavisinde hedefler

-Mevcut taşın daha fazla büyümesini önlemek

-Mevcut taşın eliminasyonunu sağlamak

-Yeni taş oluşumunu önlemek

-Enfeksiyonu önleyerek böbrek hasarı gelişimini engellemek

-Cerrahi müdahaleyi azaltmak


Taş hastaları neler yapmalıdır ?

-Mutlak surette her gün yeteri kadar sıvı alınması (2-3 lt, 10-15 bardak)

-Sık tekrar eden taş hastalığı durumunda yiyeceklerin düzenlenmesi

-Yeterince hareketli bir hayat (düzenli yürüyüşler, egzersizler)

-Stresten uzak bir yaşam tarzının sağlanabilmesi

-6 ayda bir idrar analizi ile ultrasonografi incelemesinin tekrarı

-Vücutta taş oluşumuna yol açan sebeplerin aydınlatılması amacıyla kan ve idrar örneklerinin incelenmesi ve gereken     tedavinin başlatılması

-Mevcut taşların büyümeden gereken önlemlerin alınması ve taşların uygun yöntemler ile temizlenmesi

-Düşürülen taşların analiz amacıyla biriktirilmesi ve inceleme amacıyla bu konu ile ilgilenen deneyimli merkezlere   başvurulması

-Tuz alımının azaltılması

-K alınımı özellikle arttırılır (meyve, sebze)

-Hayvansal proteinler kısıtlanır

-Kalsiyum alımı kısıtlanmaz

-Greyfurt suyu, elma suyu taş oluşumunu arttırır

-Ispanak, kahve, çikolata kısıtlanmalı

-Yüksek doz vitamin C, fruktoz ve sükroz kısıtlanmalı

-İnhibitör muhtevası açısında limon taş oluşumunu engeller

-Çok miktarda lif, az miktarda et tüketmek

Optimized with PageSpeed Ninja