Gastroözofageal Reflü

GASTROÖZEFAGEAL REFLÜ HASTALIĞI

Gastroözefageal reflü mide ile yemek borusu arası var olduğu kabul edilen kapakçığın yetersiz çalışması sonucu açık kalması sonucu mide içeriğinin istemsiz olarak yemek borusuna kaçışıdır. Yemek borusuna kaçan bu içerik yenilen katı ve sıvı gıdalar olabildiği gibi mide, safra ve pankreas sıvısı da olabilir.

Sağlıklı olan çocukların bir çoğunda normalde fizyolojik olarak gözüken bu reflü, 1/300-1000 oranında GASTROÖZEFAGEAL REFLÜ HASTALIĞI OLARAK yani vücudumuzda belirti vererek kendini belli eder. Çocukluk çağında reflü %8-12 oranında görülmektedir. Erişkinlerde bu hastalık daha sık (%20) olarak görülmektedir.

Hiatus hernisi (mide fıtığı) ve mide çıkışında darlık olan çocuklar yanında nörolojik hastalıklara sekonder (ikincil ) reflü de görülebilir. Her 10 reflü hastasından birinde mide fıtığı da görülmektedir.

Reflü Neden Oluşur?

Gastroözefagial Reflü çok faktörlü bir hastalıktır. Genetik kökeni olan bu hastalık; En sık olarak geçici olarak yemek borusu alt kısmındaki sfinkterin (kapakçığın ) gevşekliği sebebiyle görülmektedir, ayrıca mide içeriğinin boşalmasında gecikmenin olması, mide fıtığı ve yemek borusunun kendi kendini temizleme mekanizmasının bozuk olması diğer reflü sebeplerindendir.

 Bir de Gastroözefageal reflüyü kolaylaştıran faktörler vardır. Bunlar ;

  • Yemek borusunun mideye giriş bölümünde yer alan açının (HİS açısı)  bozulmuş olması
  • Mide fıtığı gibi anatomik bozukluklar
  • Mide çıkışında tıkanıklık (ülser ve pilor stenozu) gibi mide boşalmasını engelleyen nedenler
  • Çocuğun yanında sigara içilmesi, ergen ise kendisinin sigara ve/veya içki içmesi astım tedavisinde kullanılan ilaçlar ise mide ile yemek borusu arasındaki kapakçığın tam kapanmamasına neden olup gastroözefagial reflü hastalığına sebep olurlar.
  • Kötü beslenme alışkanlıkları yağlı gıdalar, asitli yiyecekler ile tanışma yine reflüyü kolaylaştırır
  •  Obezite ve sıkı giysiler ve birde genetik faktörler eklenir ise gastroözefageal reflü hastalığı oluşumuna zemin hazırlamaktadır.

Gastroözefageal reflü hastalığı olan çocuklar yaşamlarının farklı dönemlerinde farklı belirtiler ile gelirler.

Süt çocuğunda sızıntı şeklinde veya fışkırır şekilde kusma olabilir. Bazen hemen yemek öncesi bazen de yemekten birkaç saat sonra  kusma  olabilir. Reflü hastalığı bulguları yoksa bu belirtiler normal olarak kabul edilir.

Küçük çocuklarda ise ;
Göğüste yanma, yutma güçlüğü ve göğüs ağrısının çocuklardaki ifade şekilleri ön plandadır. Bunların çocuklarda belirtisi ağlama, huzursuzluk, mamayı reddetme, zor uyuma gibi belirtiler olabilir. Bazen de anemi ve ağızdan kan gelmesi ve dışkının katran renginde çıkması ( üst sindirim sisteminden kanama ) gibi bulgular karşımıza gelebilir.

Yine de süt çocukluğunda sepsis, doğumsal kalp hastalığı, beslenme hataları, idrar yolu enfeksiyonu, inek sütü alerjisi/ anatomik bozukluklar, bazı metabolik hastalıklar reflü hastalığını taklit edebilir, ayırıcı tanıda bu hastalıklarda göz önde bulundurulmalı ve hasta  doğru ve uygun tedaviyi karışıklığa sebep olmadan alabilmelidir.

Reflüde ayrıca;

  • Uyku Apnesi ( nefessiz olarak saniyelerce kalma)
  • Uzun süren öksürük nöbetleri/ tekrarlayan akciğer enfeksiyonu bulguları olabilir.
  • Ses kısıklığı / boğuk ses/ sık larenjit atakları / kulakta sıvı toplanması ve bunun sonucunda kulağa tüp takılması(seröz otit)/ sinüzit
  • Hışıltı
  • Karın ve gögüs ağrısı
  • Başı geriye atma ve başı yana çevirme
  • Büyük çocuklar ise belirtileri kendileri ifade edebilir. Bunlar; Göğüs arkasında yanma, kusma ve ağza acı su gelmesi, ağız kokusu, gece öksürüğü, boğulur şekilde öksürük ile uyanma, kabızlık, kulakta sıvı  toplanması ve bunun sonucunda kulaklarına tüp takılmış olan çocuklar, sinüzit , gelişim geriliği ve obezite ayrıca dişlerde reflüye bağlı çürükler, ön kesicilerin iç kısmında  değişiklikler ve diş gıcırdatma bulgu ve belirtileri olabilir

Bulguları olanlarda gastroözefageal reflü hastalığı düşünülür .

GASTROÖZEFAGEAL REFLÜ HASTALIĞININ TANISI:

Gastoözefageal reflü hastalığında pek çok tetkik kullanılmasına rağmen %100 tanı koydurucu bir tetkik yoktur. Hekimin deneyimi ve aile ile iletişim sanatı tanı ve tedaviyi yönlendirici olmalıdır.

Biz hekimler reflü hastalığında kullanılan tetkikleri neden yapıyoruz?

  • Reflü hastalığı varlığını göstermek
  • Hastalığa bağlı oluşan istenmeyen örneğin darlık ve yemek borusundaki değişikliklerin gösterilmesi
  • Ve reflü ve semptomlar arası ilişkileri göstermek için kullanıyoruz
  • Biraz önce bahsettiğimiz  belirtiler ile hastaya doktorun tanı koyup direk tedavi başlaması en akılcı yaklaşım olmalıdır. Bu yöntem tedaviden teşhise gitme olarak kullanılmaktadır. Yani direkt tedaviye başlama en duyarlı ve en özgün tanı aracıdır.
  • İlerlemiş olgular için yemek borusu, mide ve ince bağırsak grafileri doğumsal anormalliğin, yemek borusunun diğer hastalıklarını ortaya çıkarma, pilor stenozunun, mide fıtığının varlığının  ve reflü hastalığına bağlı oluşan darlığın ortaya çıkartılması için gereklidir.
  • Üst sindirim sisteminin endoskopik incelenmesi ve biyopsi örneklerinin alınması istenmeyen yemek borusu alt kısmındaki değişikliklerin darlık, yemek borusunun yangısının ortaya çıkarılması ve altta yatan diğer patolojilerin ortaya çıkartılması için gereklidir.
  • 24 Saatlik Ph monitorizasyonu doktorun gerektiği durumlarda başvurduğu tanı yöntemidir.  Başlangıçta kullanılan bir tanı yöntemi değildir.
  • Sintigrafi ; Bir çok çocuk gastroenteroloji merkezinde olduğu gibi Çekirge çocuk gastroenteroloji polikliniğimizde de rutinde istenen bir tetkik değildir.
  • Yemek borusunun manometrik çalışmaları, empedans çalışmaları,  kapsül pH metri gibi yeni ve pahalı tanı yöntemleridir. Henüz ülkemizde rutine girmemiştir
  • Kulak Burun Boğaz Bakısı diğer bir tanı yöntemidir: Larinkste ödem, eritem ve nodül ve hatta reflünün görülmesi olasıdır.
  • Gastroözefageal reflü hastalığının tanısında hastalığın bireysel belirti farklılıklarının olduğu, tanı koymada net bir tanı aracı olmadığı göz önüne alınırsa sorunun büyüklüğü ortadadır. Kolay tanı koyabilme boş yere tedavi verme yanında, tanıyı koymadaki gecikme ise istenmeyen sonuçlarla hastayı karşımıza getirmektedir.   Test tedavisine 2-4 haftalık tedaviye yanıtsızlık durumunda hasta mutlaka çocuk gastroenteroloji uzmanınca görülmelidir.

TEDAVİ: Hastalığın tedavisinde bazı önlemler almak gereklidir.
Belirtileri azaltmak için önlemler almak ve yaşam tarzında değişikliklere gitmek gereklidir.

YAŞAM TARZINDAKİ DEĞİŞİKLİKLER;

  • 1 yaşın üstünde sol yan pozisyon ve yatak başının 15 cm yükseltilmesi önerilir.  Yüzüstü yatırma reflüyü azaltabilir ancak bu seferde ani bebek ölümü oranı artmakta dolayısı ile önerilmemektedir.
  • Süt çocuğu çağında emzik kullanılıyorsa bu reflüyü artıracağından emzik yasaklanır.
  • Bebeklerin dik emzirme pozisyonunda emzirilmeleri
  • Ana kucağı, puset vb. reflüyü artırdıkları için kullanımları önerilmemektedir.
  • Çocuğun yanında sigara içilmemeli, ergenlik çağında olanlar ise içki ve sigara tüketimi araştırılmalı ve önlem alınmalıdır.
  • Üç öğün yerine çocuğun aldığı gıdalar altı öğünde verilmelidir.
  • Patates, köfte, balık gibi çocukların sevdiği gıdalar kızartma yerine fırında yapılarak verilmelidir.
  • Çikolata, cips, çerez, ketçap, mayonez, soğan ve sarımsak gibi gaz yapıcı gıdalar ve  konsantre meyve suları ve gazlı ve asitli içeceklerden uzak durulur.
  • Çok sıcak içeceklerden ve çok soğuk içeceklerden uzak durulur..
  • Nane, boza, domates suyu, portakal suyu gibi asitli yiyecekler gibi yemek borusuna yiyeceklerin ve beraberinde asitin kaçışını artıran gıdaların yanında yemek borusu alt sfinkterini gevşeten kahve ve kakaolu içeceklerden uzak durulması anlatılmalıdır.
  • Kabızlık varsa karın içi basıncı artıracağı için tedavi edilmelidir.
  • Karın içi basıncı azaltmak için sıkı kemer, korse, sıkı lastik vb. kullanımı önlenir.
  • Şişmanlık varsa zayıflama programına alınır.
  • Çocuk yemek yedikten sonra hemen yatırılmamalı en az 2 saat geçmesi söylenmelidir.
  • İşeme bozukluğu varsa araştırılır.

İnek sütü alerjisi olan bebeklerde inek sütünün eliminasyonu kusmaları azaltabilir.

TIBBİ TEDAVİ:

  • Tıbbi tedavi doktorun seçeceği tedaviye göre en az 3 ay olmalıdır. Tedavide kullanılan ilaçlar mideden yemek borusuna yiyeceklerin dönüşünü azaltan ve bunun yanı sıra mide boşalmasını hızlandıran ilaçlar (prokinetikler) ve mide asidini baskılayan ilaçlar ( asit baskılayıcı ilaçlar) kullanılmaktadır. Cerrahi tedavi yöntemleri yanında endoskopik tedavi yöntemleri de vardır. Endoskopik tedavi yöntemleri henüz çocuklarda uygulamaya geçmemiştir.

Tedaviye yanıtsız hastalar için aile, çocuk doktoru, çocuk gastroenteroloji uzmanı ve çocuk cerrahı ortak olarak en iyi tedavi yöntemini seçilmelidir.

Öneriler;

Aşağıdaki Özetlenen Öneriler Kullanılan İlaçlar Kadar Önemli Bir Etkiye Sahip Olduğundan Uyulması Çok Önemlidir.

Öğünlerin az miktarda ancak sık verilmesi. Küçük çocukların beslendikten hemen sonra yatırılmamalı, başı ve omuzları yukarıda olacak şekilde 45 derecelik eğimle yatırılmalıdır. Kolalı asitli gazlı içeceklerden kesinlikle uzak durmalıdır. Gece öğünlerinin ve gece çocuk yatarken içirilen sıvıların (süt ve mama gibi) verilmemesi gereklidir.Fazla kilo alımından kaçınılması varsa verilmesi gereklidir.Dar giysiler ve beli sıkan kemer, korse vb.’lerinin giyilmemesi, bebelerde çift pijamanın üst üste giydirilmemesi gereklidir.

Mutlaka Uzak Durulması Gereken Gıda ve İçecekler

Kolalı vb. asitli içecekler. Aşırı yağlı, baharatlı, acı, ekşi yiyecekler. Aşırı salçalı yemekler.Ketçap ve ketçaplı ürünlerSütKahveÇayTurunçgiller; özellikle bu meyvelerin suları.DomatesKakaolu ürünlerNaneCipsKuruyemişler

Bu gıdaların zorunlulukla ve iyileşme sürecinde alınması durumunda gün içinde tüketilmesi daha uygundur! Başka nedenlerle kullanılan bazı ilaçların da reflüyü arttırıp arttırmadıklarına dikkat edilmelidir.

Araya giren her türlü enfeksiyon veya diyetin bozulması karın ağrısı, kusma, iştahsızlık ataklarının olmasına ayrıca ağızda koku, salya artışı, dişte çürüklerin oluşması gibi ek şikayetlere yol açacaktır.

Öneriler: 

C kapsül sabah akşam aç karnına içinin toz tanecikleri az bir miktar suya konularak içirilecek. Motillium ve Gaviscon şurup sabah öğlen akşam tercihen aç verilecek.

1 hafta sonra poliklinik kontrolü önerilir.

Optimized with PageSpeed Ninja